4 Mayıs 2016 Çarşamba

Sonsuz yangın

Ölmek için ille de organları çürütmek gerekmez. Bunu anlaması basit bile olsa, her zaman basit olanı kavrayamıyoruz zaten.

Üzerinde çatlak olan bardağını kahveyle kutsadı. Dönüp baktığı zaman görebildiğini hissetti. Hissettiğini ölümsüzleştirmek için kutsanmış bardağa dua bile etti! Sonuna kadar bağırmak oluşan en güçlü olasalıktı. Söyleyemiyordu, kelimeleri birleştiremiyordu. 

İmkansızlığın soğuğunu avuçlarında hissetti ve gözlerini sıktı. Mavi ayın aydınlattığı çölün içine kustu. Gözler açıldı, durumu kavradı. 

Bu, imkansızdı.

Anlatmak.

Yaşanabilecek en büyük acıyı ve umudun dilini tattı. Sadece umarak hepsini harcayabilir miydi? Bardakları kutsamak kolaydı. Kendisini?

Hop, dizlerin üzerine! Acıyor mu? Bir an parmak aralarına dolan saç tanelerini dinledi. Onu besleyen şey, aynı zamanda öldürüyordu da. Sonu olmayan bekleme sürecini aşması için beklediği kıvılcım, kendisini kuyudan aşağıya atıyordu.

Gözlerini, yeniden

sıktı.

Parlak bir geceye ve sonsuz dostları samimi yıldızlarına doğru sürüklenmeye başladı. Hissetmeyi öğrenmek gerekiyordu.

Hissetmeyi öğrenmek.